Amik Gölü, Türkiye’nin güneyinde yer alan ve tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bir bölgede bulunmaktadır. Antakya ovasında yer alan bu göl, bölgenin en büyük tatlı su kaynaklarından biri olarak kabul ediliyordu. Ancak, gölün sulak alanları, sivrisinek üremesi nedeniyle bölgede yaygın olan sıtma hastalığının yayılmasına neden olmaktaydı.
1940 yılında, pamuk yetiştirmek için ekilebilir toprağı artırmak ve sıtmayı ortadan kaldırmak amacıyla göl çevresindeki alanların ıslah edilmesi ve göl suyunun boşaltılması işlemine başlandı. Gölün geleğenlerini doğrudan Asi Nehri’ne yönlendiren büyük bir akaçlama (drenaj) projesi 1966’dan itibaren Devlet Su İşleri tarafından üstlenildi ve daha sonraki çalışmalar 1970’lerin başında tamamlandı.
Bu projenin amacı, gölün çevresindeki arazilerin sulanması ve tarımın geliştirilmesiydi. Ancak, gölün kurutulması ve yatağının tarım arazileri olarak değerlendirilmesi, bölgede çevresel hasara neden oldu. Gölün çevresindeki yaşam alanları tahrip edildi ve gölün kuruması bölgedeki sulak alanları yok etti.
2007 yılında göl yatağının merkezine Hatay Havaalanı inşa edildi. Amik Gölü’nün boşaltılmasının ciddi çevresel hasara yol açtığına dair raporlar giderek artmaktadır. Gölün kurutulmasının ardından değerlendirilen ve sulanan arazi, artan toprak tuzluluğundan etkilenmiş ve verimlilik düşmüştür. Akaçlama çalışmalarına rağmen, birçok bölge hala belirli aralıklarda sular altında kalmaktadır. Bu durum, akaçlama kanallarının sürekli bakımını gerektirir ve kazanılan tarım alanlarının verimliliğini daha da azaltırken, su seviyesi bazı noktalarda ortalama 20 metreden 400 metreye önemli ölçüde düşmüştür. Yeraltı su seviyelerindeki düşüş, çökme vakalarının artmasına ve binalarda ciddi hasara neden olmaktadır.
Amik Gölü, Antakya Ovası’nın en önemli su kaynaklarından biriydi ve kurutulması bölgede önemli çevresel, ekonomik ve sosyal sorunlara neden oldu.